Vicdanın Rotası Gazze!

Aziz DAĞTEKİN Yazdı


“Gazze Yolunda Vicdanın Gemileri” insanlığın sınavı Akdeniz’de veriliyor. Akdeniz’in dalgaları bir kez daha tarihin tanığı oluyor. Bu kez, insanlık vicdanının yankılandığı yer, savaş gemileriyle değil, yardım gemileriyle dolu. İsrail’in, küresel kamuoyunun gözü önünde gerçekleştirdiği Sumud Filosu’na yönelik saldırı hâlâ hafızalardaki sıcaklığını korurken, şimdi sahnede daha büyük, daha kararlı ve çok daha umut dolu bir hareket var: Özgürlük Koalisyonu Filosu.

11 gemiden oluşan bu dev insani yardım filosu, 22 farklı ülkeden 92 sivilin yanı sıra doktorları, gazetecileri ve vicdanı diri tutmak için yola çıkan gönüllüleri taşıyor. Onların yükü sadece ilaç, su ya da gıda değil; onların yükü insanlığın utanmaz sessizliğine karşı yükseltilmiş bir çığlıktır. Savaşın değil, dayanışmanın; yıkımın değil, inşanın tarafında yer alan bu yolculuk, uluslararası hukukun sistematik olarak çiğnendiği bir düzene karşı sivil bir direnişin sembolüdür.

Bu filo, sadece Gazze’ye yardım götürmekle kalmıyor; aynı zamanda tüm dünyaya şu soruyu soruyor: “Gazze yanarken, siz neredeydiniz?”

İsrail’in Sumud filosunu uluslararası sularda alıkoyması ve yolculara uygulanan kötü muamele, artık yeni bir normal hâline getirilmek isteniyor. Gözaltılar, şiddet, alıkoymalar… Hepsi bir devletin uluslararası sularda dahi dokunulmaz sayıldığı karanlık bir düzenin işaret fişekleri. Ama tarih, karanlığı değil, bu karanlıkta direnen ışıkları yazar. Ve bugün o ışık, Özgürlük Koalisyonu Filosu’nun güvertesinden parlıyor.

Bu filo, yalnızca denizlerde ilerlemiyor; vicdanların derinliğine doğru da yol alıyor. Gemide yer alan aktivist ve insan hakları savunucusu Huwaida Arraf’ın sözleri, çağımızın vicdani pusulasını çiziyor: “İsrail’in vahşeti bizi durduramaz. Bu, kimse için güvenli olmayan bir dünyanın inşasıdır.” Ve bu inşa, seyirci kalan herkesin suskun onayıyla mümkün hâle geliyor. O yüzden bu sessizlik, tarafsızlık değil; zalimin ekmeğine yağ sürmektir.

Artık mesele sadece Gazze değil; mesele, insanlığın gelecekte neye ‘norm’ diyeceğidir. Bir devletin savaş suçları uluslararası platformda cezasız kalabiliyorsa, eğer sivil yardım gemileri dahi vurulabiliyorsa, hukuk ve ahlak çökmüş demektir. Bu noktada Özgürlük Filosu, sadece bir yardım misyonu değil, aynı zamanda evrensel değerlerin dirilişini simgeliyor.  Ve bu direnişin herkesin kapısını çaldığı an, şimdi.

Dün Mavi Marmara’da, bugün Sumud ve Özgürlük Filosu’nda yaşananlar, bize şunu hatırlatıyor: Bu bir savaş değil; bu, topyekûn bir insanlık sınavıdır. Doktorların, gazetecilerin, gönüllülerin hedef hâline getirildiği bir düzende artık tarafsız kalmak mümkün değil. Ya sessiz kalıp mazlumun yanında olmayacaksınız, ya da zulme karşı ses veren insanlığın bir parçası olacaksınız.

Hükümetlerin ticari ilişkiler uğruna sessiz kalmayı tercih ettiği bir ortamda, artık halkların vicdanı devreye girmeli. Bu filo, sadece Gazze’ye değil, aynı zamanda dünya kamuoyunun vicdanına da çağrı yapıyor: Ayağa kalkın. Sessiz kalmayın. Sesinizi yükseltin.

Çünkü bu dünya, güçlü olanın değil; haklı olanın dünyası olmak zorunda. Vicdanın pusulası Gazze’ye dönükse, rotamız da oraya olmalı. Yoksa bu çağ, sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın kaybettiği bir karanlık olarak kayıtlara geçecek.

Çünkü bu dünya, güçlü olanın değil; haklı olanın dünyası olmak zorunda. Vicdanın pusulası Gazze’ye dönükse, rotamız da oraya olmalı. Yoksa bu çağ, sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın kaybettiği bir karanlık olarak kayıtlara geçecek.

Ve bir gün, çocuklarımız bize şunu soracak: Gazze yanarken sen ne yaptın?  Eğer bu soruya verilecek bir cevabımız yoksa, sadece Gazze’de değil, insanlığın tüm sokaklarında yankılanan çığlıklara da sağır kalmışız demektir. 2 yaşında nefessiz kalan bir bebek, enkaz altından çıkarılan cansız bir minik el, gökyüzüne değil artık yalnızca toprağa bakan gözler… Bunların hepsi yalnızca Filistin halkının kaderi değil; bizim utanmamız gereken suskunluğumuzun yankısıdır.

Bu suskunluk, bir kurşun kadar öldürücüdür.
Bu kayıtsızlık, bir bombadan daha yıkıcıdır.
Bu sessizlik, İsrail’in savaş uçaklarına yakıt taşıyan bir suç ortaklığıdır.
Artık tarafsızlık diye bir şey kalmamıştır. Ya zulmün yanındasın, ya mazlumun.
Ve bugün, bir hastane odasında kanayan çocukla göz göze gelen bir doktor,
bir kameralı cep telefonuyla son nefesini kaydeden bir gazeteci,
bir annenin gözyaşına el uzatan bir gönüllü…
Sana, “Neredesin?” diye fısıldıyor.
Eğer vicdanın hâlâ yerindeyse, bunu duyarsın.
Eğer kalbin atıyorsa, bu çağrıya kayıtsız kalamazsın.
Eğer insan olduğunu unutmamışsan, artık susamazsın.
Çünkü Gazze yanıyor.
Ve bu yangını söndürmek için değil ses, artık çığlık gerekiyor.
Bugün değilse, ne zaman?
Sen değilsen, kim?
Ayağa kalk.
Çünkü susarsan, yarın ağlayacak bir vicdanın kalmayacak.
Unutma:  Filistin düşerse, insanlık gömülür.

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Cemevi Açılışına Gölge Düşürmek İstedi: Akkiraz’ın Açıklamaları Nefret Suçuna Giriyor mu?

MHP’li Yücel Bulut, Hacıbektaş’taki cemevi açılışıyla ilgili açıklamaları nedeniyle sanatçı Sabahat Akkiraz’a sert sözlerle yüklendi. …

Bir yanıt yazın