Ekonet Haber Taraftar Değil, Haberciyiz
Endonezya’nın ardından KAAN’a bir büyük talip daha… Türk savunma sanayii ürünlerine ilgisi artan Mısır, MMU KAAN projesine katılmak istediğini açıkladı. KAAN’ın, Mısır’ın askeri modernizasyonunda önemli olduğu belirtildi.
Mısır Hava Kuvvetleri eski Genelkurmay Başkanı General Hasan Raşid, The New Arab’a yaptığı açıklamada, Türkiye ile ortak üretim yapılmasının Mısır Silahlı Kuvvetleri için büyük avantaj sağlayacağını belirtti. Raşid, “Silahlarımız için tek ya da iki kaynağa bağlı kalamayız. Bu nedenle askeri işbirliği ve üretim ortaklıkları çok önemli” ifadelerini kullandı.
SİSİ’NİN ANKARA ZİYARETİ DÖNÜM NOKTASI OLDU
Geçen yıl Eylül ayında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Ankara ziyareti sırasında gündeme gelen bu işbirliği, iki ülke arasında askeri ve savunma sanayii alanındaki ilişkilerin güçlendirilmesine zemin hazırlıyor.
Mısır Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Halife’nin Mayıs ayında gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti de bu işbirliğinin kapsamını genişletme niyetinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
KAAN F-16 FİLOSUNUN YERİNİ ALACAK
KAAN, çift motorlu, gelişmiş hava üstünlüğü ve her türlü hava koşulunda görev yapabilme kabiliyetiyle F-16 filosunun yerini alması planlanan Türkiye’nin en gelişmiş savaş uçağı olarak öne çıkıyor. Projenin tamamlanması ve seri üretime geçilmesiyle birlikte, KAAN’ın bölgesel ve uluslararası pazarlara da sunulması bekleniyor.
MISIR’IN TÜRK ÜRÜNLERİNE İLGİSİ ARTIYOR
Arap basını, Mısır’ın sadece bu savaş uçağına değil, aynı zamanda Türk yapımı insansız hava araçları (İHA), TRLG-230 füzesi, mini akıllı mühimmatlar ve L-UMTAS tanksavar füze sistemleri gibi gelişmiş savunma ürünlerine de yoğun ilgi gösterdiğini aktardı. Uzmanlar, Mısır’ın Batı ülkelerine olan askeri bağımlılığını azaltarak savunma sanayisini çeşitlendirme ve güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak Türkiye ile işbirliğine önem verdiğini belirtiyor.
Bu gelişmeler, Türkiye ve Mısır arasındaki askeri işbirliğinin yeni bir aşamaya geçtiğinin sinyallerini verirken, bölgesel güvenlik ve savunma sanayii açısından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
