Türkiye İçin Yeni Göç Dalgası mı?

Komşu herhangi bir ülkede yaşanan sorunun Türkiye’ye olumsuz etki edeceğini belirten Star gazetesi yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz, Terörsüz Türkiye adımının İran-İsrail çatışması öngörüsüyle iç cepheyi tahkim etme amacıyla hayata geçirildiğine dikkat çekti.

Yıllara dayanan İran-İsrail sürtüşmesinden çatışma çıktı.

13 Haziran’da başlayan İran saldırısına İran, misilleme ile karşılık verdi.

İran ve İsrail’in birçok şehri, bomba yağmurundan nasibini aldı.

Dünyanın yakından takip ettiği savaş Türkiye’nin de gündeminde.

Bu kapsamda Star gazetesi yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz, Ensonhaber Genel Yayın Yönetmeni İlyas Efe Ünal’ın özel yayın konuğu olarak konuya ilişkin sorularını yanıtladı.

İran-İsrail savaşının Türkiye’ye etkilerine dikkat çeken Yılmaz, bölgedeki herhangi bir ülkenin yaşadığı savaşın Türkiye’nin faydasına olmayacağını söyledi.

Göç ve ekonomi konusunda ortaya çıkabilecek sorunlar açısından uyarılarda bulunan Yılmaz, Terörsüz Türkiye projesinin de nasıl bir öngörü ile hayata geçirilmek için düğmeye basıldığına işaret etti.

Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

“Yakın tarihimizde Irak’ta yaşanan süreç, Irak’ın işgali, anayasaya giden süreçteki gerilimler… Bu neticede bizim ticaretimizi çok derinden etkiledi ve göçlere sebep oldu. Suriye’deki süreç, bizim ciddi bir sınır ticaretimizin olduğu, Türk mallarının sık sık satıldığı, sevkiyatlarının yapıldığı bir ülkede çok uzun yıllar ekonomik sorunlar ve göçle karşı karşıya kaldık. Komşu bir ülkede yaşanacak her türlü sorun aleyhimizedir. Yani İran’ın yaşadığı bu süreçten Türkiye’ye bir fayda gelmez. Göç ve ekonomik sorunlar, doğrudan hissedeceğimiz, Van’daki turizm akışından tutun da Nevruz’da Antalya’ya gelen turistin kesilmesine kadar çok boyutlu etkilerini ekonomik sahada görürüz. Bunun yanı sıra güvenlik açığı, sınırlardan yaşanabilecek açıklar, göç hareketlilikleri ister istemez Türkiye’yi rahatsız edecektir.

Biliyorsunuz ülkemizde de sığınmacı karşıtı bir lobi oluştu. Parti kuruldu yani. Bunların manipülatif hareketlerine ya da haberlerine daha çok tanık olabiliriz.

Dolayısıyla dost ve kardeş ülke İran’ın -ki bütün komşularımızı böyle tanımlamalıyız- yaşayacağı bu sürecin bize zararı olacaktır.Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan çok hızlı bir şekilde sürece tepki verdi ve liderler diplomasisini telefonda yürüttü. Muhammed Bin Selman’dan Trump’a, Sisi’den Kral Abdullah’a, Ahmed Şara’ya kadar bölgedeki birçok aktörü aradı, Pezeşkiyan ile görüştü. Bu meselenin bir an önce sönümlenmesi için Türkiye çaba harcıyor. Bu sürecin zaten Türkiye’ye nasıl bir zarar verebileceğini öngören devlet aklımız, geçtiğimiz yıl Terörsüz Türkiye sürecinin temellerini inşa etti ve iç cepheyi de tahkim etti. Dolayısıyla Devlet Bahçeli bir gün sabah uyanıp da DEM Parti sıralarına gidip tokalaşmadı.Bunun bir zihinsel hazırlığı, ülkede iç huzuru birliği kardeşliği nasıl tesis edebiliriz anlayışı çok uzun süre düşünülmüş tartışılmış ve Cumhur İttifakı liderlerinin uzun süre müzakere ettiği ve çözümler düşündüğü bir süreçti. Nitekim, İran’a yapılabilecek olası bir müdahalenin Türkiye’ye etkileri masaya yatırılmış ve Terörsüz Türkiye sürecinde TBMM’de önemli bir çoğunluk sağlanmıştır. Bugün TBMM ülkemizi tehdit eden birçok konuda çok yüksek bir oranda ittifak halindedir.

Bu sürecin hepimize vereceği zararları titizlikle analiz eden bir siyaset aklıyla meseleler önceden masaya yatırılmış ve adımlar önceden atılmıştır.”

Derinlemesine analizler yapan Yılmaz, şu sorulara da yanıt verdi;

İsrail neden devlet TV’sini vurdu?

Demir Kubbe efsanesi çöktü mü?

Hayfa Limanı neden önemli?

İran Hürmüz Boğazı’nı kapatır mı?

Hamaney’e suikast düzenlenir mi?

İsrail-İran savaşı Türkiye’yi nasıl etkiler?