Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Bugün Cidde’den yayılan bildiriyi okuduk. Koca İslam İşbirliği Teşkilatı, bütün ihtişamı, bütün güya birlik ruhu ile toplandı. Ne çıktı? Kınama! Bir kez daha kınama. Yıllardır Müslümanların kanı akıyor, çocuklar toprağa gömülüyor, kadınlar paramparça ediliyor, gençler darağacına sürükleniyor… Sizse hala kınıyoruz diyorsunuz.
Artık yeter!
Kınamanızla mı dinecek bu zulüm? Bildiri yayınlamanızla mı doyacak aç çocuklar? Diplomatik laflarınızla mı açılacak Gazze’ye insani yardım koridoru?
Benim sözüm, sözde Müslüman geçinen devletleredir. Sözüm, Arap dünyasının başını taş gibi ağırlaştıran aciz yönetimleredir. Ve bilhassa sözüm, Vahabistan’adır!
Ey Vahabistan!
Sen değil misin her yıl milyonlarca hacının kan-ter dökerek hac farizasını yerine getirmek için kestirdiği kurban etlerini ümmet yerine Amerikalı askerlere yediren? Sen değil misin Kabe’nin gölgesinde bile ABD’nin gölgesinden çıkamayan? Sen değil misin elinde dünyanın en büyük petrol ve servet kaynakları varken, bu serveti Müslüman kardeşlerine değil de Batı’nın kanlı kasalarına akıtan?
Nedir bu zillet? Nedir bu kölelik?
Allah size nimet vermiş, yerin altında petrol, üstünde servet, ticaret yolları sizin elinizde… Ama siz, bu nimeti ümmetin izzeti için değil, efendileriniz olan ABD ve AB’ye köleliğinizi gururla sürdürüp onların tasmasını daha da parlak göstermek için kullanıyorsunuz. İşte sizler, Allah’ın nimetini nankörlükle heba edenlersiniz!
Bugün Müslüman’ın gözü yaşlıysa, bunun sebebi sadece İsrail değil! Onu besleyen, onu kollayan, onu koruyan ve ona cesaret veren sizsiniz! ABD’nin kapı kulu köpeği olmuş durumdasınız.
Müslüman’ı, Türk’ü, Filistinliyi dost edinmek size ağır geliyor ama ABD ile AB’nin uşağı olmayı onur sayıyorsunuz.
Hani ümmet? Hani birlik? Hani Kudüs için, Gazze için tek yürek olmak?
Siz, ümmeti sırtından hançerleyenlersiniz. Sizin dilinizden ve aklınızdan rutin kınamalardan başka bir şey çıkmıyor. Siz eylem planı koymadıkça, İsrail’in her bombasında sizin de payınız vardır. Siz sustukça, sizin gölgelerinizde binlerce yetim büyüyor.
Tarih sizi yazıyor!
İhanetiniz, korkaklığınız, acizliğiniz yazılıyor! Sizden sonra torunlarınız bile yüzünüze tükürecek, Bizi ABD’nin tasmalarına mahkûm edenler işte bunlardı! diyecekler.
Bilesiniz ki bu millet, Türk milleti, Filistin’in kardeşi, Gazze’nin nefesi olmaktan vazgeçmeyecek. Biz, Allah’ın izniyle teslim olmayacağız! Ama siz… Siz çoktan teslim oldunuz. Bir köle gibi, bir tasmayla, bir kırıntıya razı oldunuz.
Artık ümmet, sizin ikiyüzlülüğünüzü görüyor. Artık maskeleriniz düşüyor. Artık herkes biliyor ki İsrail’in cesareti, ABD’nin planı ve sizin korkaklığınızla birleşiyor.
Bırakın kınamayı!
Ya susun, ya da gerçekten eyleme geçin! Çünkü sizin kınamalarınız, Gazze’deki çocuğun mezarında yankı bulmuyor. O mezarlarda, sadece sizin korkaklığınızın, suskunluğunuzun, ihanetinizin laneti dolaşıyor!
O çocukların cansız bedenlerini örten kefenlerin arasında, sizin diplomatik cümleleriniz değil; sizin zilletinizin kokusu var! Her atılan füzenin, her yıkılan evin, her ağlayan annenin gözyaşında sizin imzanız var!
Bilesiniz ki, bu ihanet tarihe yazılıyor. Bugün sustuğunuz her dakika, yarın size açılacak utanç davalarının delilidir. Kudüs sizi affetmeyecek, Gazze sizi affetmeyecek, Allah sizi affetmeyecek!
Siz kınamaya devam edin… Ama bilin ki, ümmet artık sizin sahte bildirilerinizi değil; sizin zilletinizin kara sayfalarını okuyor!