Ekonet Haber Taraftar Değil, Haberciyiz
Zorunlu araç muayenesi için TÜVTÜRK istasyonlarına giden vatandaşlar, şimdi de 112 TL’lik kredi kartı komisyonuyla adeta cezalandırılıyor. Peşin ödeme yapacak gücü olmayan, taksitle ödeme yapmak zorunda kalan binlerce sürücü, yalnızca kredi kartı kullandığı için fahiş bir komisyonla karşı karşıya. Tepkiler çığ gibi büyüyor: “Zorunlu hizmetten kâr devşiriyorlar, devlet neden sessiz?”
Her yıl milyonlarca araç sahibinin gitmek zorunda kaldığı TÜVTÜRK, şimdi de vatandaştan kredi kartı ile yapılan ödemelerde 112 TL gibi yüksek bir komisyon talep ederek büyük tepki topluyor. Bu uygulamanın hiçbir denetimden geçmemesi ve kamu kurumlarının sessiz kalması, tepkileri daha da artırıyor.
Vatandaşlar, devletin bakkalına, küçük esnafına kestiği cezaları hatırlatarak soruyor: “1 kuruşluk POS farkı için esnafa ceza yağdıran Maliye ve BDDK, TÜVTÜRK’e neden dokunmuyor? Bu komisyon yasal mı, değilse neden engellenmiyor?”
Ekonomik krizin derinleştiği, alım gücünün düştüğü bu günlerde, zorunlu araç muayenesinin zaten ağır bir mali yük oluşturduğuna dikkat çeken vatandaşlar, şimdi de TÜVTÜRK’ün “ekstra kazanç” peşinde olduğunu söylüyor. Tepkiler sadece ekonomik değil; etik ve hukuki yönüyle de ağır eleştiriler var. Çünkü iddiaya göre bu tür komisyonlar yalnızca banka ve ödeme kuruluşları tarafından alınabilirken, TÜVTÜRK’ün bu işlemi doğrudan tahsil etmesi BDDK düzenlemelerine aykırı.
“Devlet gözetimindeki bir kurum, zorunlu bir hizmetten kâr elde ediyor, hem de vatandaşın cebinden alınan ekstra parayla” diyen vatandaşlar, bu uygulamanın sadece haksız değil, aynı zamanda vicdansız olduğunu savunuyor. Tepkiler özellikle sosyal medyada büyüyor; #TÜVTÜRKKomisyonu etiketiyle yapılan paylaşımlarda vatandaşlar, yetkilileri göreve çağırıyor.
Şu sorular kamuoyunda yüksek sesle soruluyor:
• TÜVTÜRK bu komisyonu hangi yetkiyle alıyor?
• BDDK neden müdahale etmiyor?
• Hazine ve Maliye Bakanlığı bu açık finansal faaliyeti neden görmezden geliyor?
• Zorunlu kamu hizmetinden kâr elde etmek ne zamandan beri serbest?
Vatandaşların Cumhurbaşkanlığı’na yaptığı açık çağrı ise oldukça net: “Hayat pahalılığı altında ezilen halkın, bir de devletin zorunlu tuttuğu hizmetten dolayı ekstra bedel ödemeye gücü kalmadı. Bu adaletsizlik son bulmalı.”
TÜVTÜRK’e yönelik tepkilerin büyümesi, kamuoyunun baskısı ve sosyal medya hareketliliği sonrası yetkili kurumlardan açıklama ya da müdahale gelmesi bekleniyor. Vatandaşlar, bu uygulamanın geri çekilmemesi halinde daha büyük bir toplumsal tepki dalgası doğacağı görüşünde birleşiyor.
Bu tartışma sadece TÜVTÜRK’le sınırlı değil; aynı zamanda “devletin vatandaşına karşı adil olup olmadığı” sorusunu da gündeme getiriyor. Beklenti açık: Ya komisyon iptal edilecek ya da bu sessizlik, çok daha büyük bir toplumsal infiale dönüşecek.
