Aziz DAĞTEKİN YAZDI
İzmir Balçova’da bir polis karakoluna düzenlenen ve aziz şehitlerimizin hayatına mal olan menfur saldırı, sıradan bir terör eylemi değildir. Bu saldırı, huzur ve güven ortamına, kardeşliğimize ve milletimizin birliğine kast eden kanlı bir suikasttır. Türk milletini sarsmak, devlete güveni zedelemek ve sokakları kaosa sürüklemek isteyen şer odakları bir kez daha sahneye çıkmıştır.
Bir tarafta İsrail’in bölgede köşeye sıkışması, diğer tarafta ABD’nin himayesinde ayakta kalmaya çalışan YPG’nin zaman kazanma çabaları, bu alçak saldırının zeminini hazırlayan unsurlardan bağımsız düşünülemez. Türkiye’nin kararlı Suriye politikası ve bölgedeki dengeyi bozan adımlara karşı direnci, belli odakların uykularını kaçırmaktadır. İşte bu yüzden Türkiye’nin gündemini terörle meşgul edip dikkatini dağıtmak isteyenler düğmeye basmıştır.
Sabahın erken saatlerinde 16 yaşında bir tetikçinin uzun namlulu silahla polis karakoluna saldırması, basit bir “genç cinneti” değildir. Bu, profesyonelce hazırlanmış bir senaryonun parçasıdır. Saldırının zamanlaması, hedefin seçimi ve kullanılan yöntem, arkasında hangi karanlık güçlerin olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu saldırı, sadece polislerimize değil, Türkiye’nin iç barışına ve milletimizin umuduna yöneliktir. Çünkü bugün bölgemizde taşlar yeniden dizilmektedir. İsrail’in Gazze’de sıkışması, ABD’nin YPG üzerinden yürüttüğü politikaların tıkanması ve Türkiye’nin bölgesel gücünü artırması, bazı güçlerin canını yakmaktadır. Bu nedenle iç huzurumuzu bozacak, toplumu kaosa sürükleyecek her girişim devreye sokulmaktadır.
Tam da bu süreçte, CHP lideri Özgür Özel’in sokak çağrıları, İstanbul İl Başkanlığı önünde barikatların yükselmesi tesadüf değildir. Sokakları hareketlendirmek isteyen söylemler, dış mihrakların değirmenine su taşımaktadır. Türkiye’yi yeniden 90’ların karanlık sokak çatışmalarına sürüklemek isteyenler, bu çağrılarla cesaretlenmektedir.
Şer odakları, içeriden ve dışarıdan el ele vererek aynı hedefe yönelmiştir: Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak. Amaç, ekonomimizi sarsmak, halkın güvenini kırmak, kardeşliği bozmak ve devleti yıpratmaktır. Ne var ki, milletimiz bu oyunları defalarca bozmuş, terörün ve kışkırtmanın üstesinden gelmeyi bilmiştir.
Bu saldırıların amacı bellidir: Türkiye’nin yükselişini durdurmak, bölgedeki dengeyi değiştirmek ve iç barışı zehirlemektir. Ancak bu alçak senaryolar bir kez daha bozulacaktır. Çünkü Türk milleti, sokaklarda değil, devletin yanında saf tutacaktır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, muktedirdir; ihanet odaklarını bertaraf edecek kudrete sahiptir.
Bugün bize düşen en büyük görev; şehitlerimizin kanıyla sulanan bu toprakları daha güçlü kılmak, onların emanetine sadakatle sahip çıkmak ve birliğimizi hedef alan her türlü provokasyonu yerle bir etmektir. Türk milleti, binlerce yıllık devlet geleneğiyle nice badireler atlatmış, emperyal oyunları bozmuş, hain pusuları bertaraf etmiştir. Bu topraklarda bir karış dahi yerin terörün gölgesinde kalmasına asla izin verilmeyecektir.
Devlet ve millet omuz omuza verdiği müddetçe, içerideki iş birlikçiler de, dışarıdaki taşeronlar da, arkalarındaki karanlık efendiler de sonuç alamayacaktır. Şer odakları, hangi kılığa bürünürse bürünsün, hangi maskeyi takarsa taksın Türk’ün iradesi karşısında darmadağın olmaya mahkûmdur. Çünkü bu millet, Çanakkale’de, Sakarya’da, 15 Temmuz gecesinde nasıl dimdik ayakta kaldıysa bugün de aynı ruhla, aynı imanla, aynı kararlılıkla devletinin yanındadır.
Türkiye, teröre boyun eğmeyecek; karanlık senaryoları tarihin çöplüğüne gönderecek kudreti ve iradeyi bünyesinde taşımaktadır. Bugün bu saldırılarla hedef alınan şey sadece birkaç polis karakolu değil, doğrudan doğruya Türk milletinin birlik iradesidir. Ancak unutulmasın ki Türk milleti, bir kez daha tarih sahnesine alnı dik çıkacak ve bu toprakları terörün kirli ayak izlerinden temizleyecektir.
Gelecek nesillere bırakacağımız en kutlu miras, terörsüz, huzurlu, güvenli ve güçlü bir Türkiye olacaktır. Devlet ve millet el ele verdiği müddetçe, hiçbir hain senaryo, hiçbir kanlı tezgâh, hiçbir karanlık saldırı bu büyük yürüyüşü durduramayacaktır.
Ve bir kez daha haykırıyoruz:
Ne terör, ne ihanet; bu topraklarda yalnızca ay yıldızlı bayrak dalgalanacak!
Ne karanlık planlar, ne kanlı pusular; bu milleti asla dize getiremeyecek!
Türkiye, terörsüz yarınlara mutlaka kavuşacak!