Aziz Dağtekin Yazdı
Türk milleti, tarih boyunca nice badireyi atlatmış, nice karanlık oyunu bozmuş, her seferinde kendi kaderine yön vermeyi başarmıştır. Ne zaman ki millet iradesiyle yükselen demokrasi kök salmaya başlasa, içerideki maşalarla dışarıdaki emperyal odaklar harekete geçer. Ama unutulmamalıdır ki; bu milletin iradesine zincir vurulamaz!
27 Nisan 2007 gecesi, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yayımlanan e-muhtıra, Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu bildiri, halkın seçtiği yönetime karşı dijital çağın darbe teşebbüsüydü. Ancak bu kez oyun farklı, karşısındaki irade ise daha güçlüydü. O gece, muhtıranın muhatabı sessiz kalmadı; milletin emanetini çiğnetmedi. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümet, bu tehdide boyun eğmedi, kararlı ve net bir duruş sergiledi.
Erdoğan’ın o meşhur cümlesi hâlâ hafızalarda: “Milletin iradesi üzerinde bir irade tanımıyoruz.” İşte bu söz, yalnızca bir siyasi liderin değil, 85 milyonluk bir milletin haykırışıydı. Türk siyaseti o gece sadece bir bildiriye değil, yıllardır biriken vesayet zincirlerine karşı da ayağa kalktı. Bu direniş, Türkiye’nin demokrasi rotasından sapmasına izin vermeyen güçlü bir iradenin tezahürüydü.
27 Nisan, darbelerle yıpratılmak istenen, muhtıralarla sindirilmeye çalışılan bir halkın iradesine sımsıkı sarıldığı tarihi bir dönüm noktasıydı.
1960’ta başbakanını idam sehpasına gönderen zihniyet, yıllar boyunca aynı karanlık izleri sürmeye devam etti. 1980’de meydanları susturdular, 1997’de postmodern oyunlarla milletin iradesini boğmaya çalıştılar. 2016’da ise tanklarla halkın üzerine yürüdüler. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet teslim olmaz!
Her seferinde aynı kararlılıkla haykırdı ve dedi ki, “Yeter! Söz de karar da milletindir!”
Bu milletin genlerinde bağımsızlık vardır. Bu toprakların mayasında teslimiyet yoktur. Hiçbir emperyal plan, içerideki maşalarıyla birlikte Türk milletinin iradesini esir alamaz. E-muhtıra gibi girişimler, ancak tarihin tozlu raflarında ibret vesikası olarak kalır.
Bugün Türkiye, geçmişin vesayet zincirlerini kırmış, milli iradenin öncülüğünde yükselen, büyüyen bir ülkedir. Bu noktaya gelinmesinde, 27 Nisan gibi kritik eşiklerde gösterilen dik duruşun, millete yaslanan liderliğin payı büyüktür.
Millet artık açıkça söylüyor: Darbeler devri kapanmıştır. Vesayet dönemi sona ermiştir. Hiçbir güç, halkın iradesini gasp edemez. Kim bu iradeye göz dikerse, karşısında çelik gibi bir duruş bulur!
Sonuç itibariyle bu tür alçak girişimlere karşı bizim sözümüz açık ve tavrımız kesindir! Muhtıralar unutulur, vesayet yıkılır, karanlık planlar boşa çıkar… Ama Türk milletinin iradesi asla esir edilemez, daima dimdik ayakta kalır! Çünkü irade milletindir, gelecek ise büyük ve güçlü Türkiye’nindir!