CHP’nin şaibeli kurultayının mahkemece iptal edilmesi durumunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi ekibiyle tekrar parti yönetimine geçmesine yönelik söylemler sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, sessizliğini bozdu.
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın “şaibeli” olduğuna ilişkin iddialarla yargı süreci devam ediyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada sona gelinirken kararın, 30 Haziran’da çıkması bekleniyor.
Ancak soruşturma sürerken gözler, Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi.
Mahkemeden kurultayın iptali kararı çıkması durumunda Kılıçdaroğlu ve eski yönetiminin, tekrar partinin başına geçmesi söz konusu.
İddiaların ardı arkası kesilmezken, Kemal Kılıçdaroğlu da bugün sessizliğini bozdu ve sosyal medyadan dikkat çeken bir açıklama yaptı.
Açıklamasına, “Sessizliğimiz Suskunluk Değil, Sorumluluktur…” sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
20 Kasım 2023 tarihinde, 38. Kurultayımızın üzerinden henüz iki hafta geçmişken, kurultaya ilişkin bazı iddialar kamuoyuna yansımaya başladı. O gün yayımladığım videoda, partimizi korumak adına gerekli olan her şeyi açıkça ve kararlılıkla dile getirdim.
Ancak o günden bu yana, organize edilmiş, kimliklerini gizleyerek karanlıkta hareket eden trol hesaplar üzerinden sistematik bir linç kampanyasına maruz bırakılıyorum. Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum. Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de…
Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda. Sahte sosyal medya hesaplarından, fonlanan sözde akademisyenlere, iftira ve manipülasyonla mesleklerini kirleten bazı gazetecilere kadar uzanan geniş bir cepheyle karşı karşıyayız.
Ve ne yazık ki, dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda.
Hepsi bir ağızdan, hiçbir bilgi sahibi olmadığım, hiçbir dahlimin bulunmadığı bir konuda konuşmamı talep ediyorlar.
Oysa biz, bu milletin hakiki gündeminden sapmadan yürümek zorundayız. Şahsi değil, kamusal olana; dedikoduya değil, hakikate yaslanmak zorundayız.
Ben, polemikle değil halkla konuşan bir siyasetçiyim. Ve beni tanıyan herkes bilir: Eğer ortada bir gerçeklik varsa, onu eğip bükmeden, çekinmeden, dimdik bir duruşla dile getirmekten asla geri durmam.
Beni direklere asacaklara, silahla vuracaklara, beni yakacaklara, taşlatacaklara, bir adım attırmayacaklara ve lamalara söylüyorum:
Sizden korkan sizden namerttir. Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum:
Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz.