Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Türkiye genelinde yapılan “coğrafi işaretli ürün bilinirliği” araştırmasında Adana kebabının üçüncü sıraya itilmesi, masum bir liste değil; yıllardır aynı kaderi yaşayan bir şehrin acı gerçeğidir.
Bu sonuç, Adana’nın sistematik biçimde geri plana itilmesinin küçük ama çok anlamlı bir fotoğrafıdır.
Bugün mesele kebap değil.
Mesele, Adana’nın yok sayılmışlığıdır.
Evet, bu sadece bir liste değil.
Bu, Adana’nın nasıl yavaş yavaş görünmez kılındığının resmidir.
Gaziantep baklavası birinci, Malatya kayısısı ikinci.
Adana kebap ise üçüncü sırada…
Oysa Adana kebap, dünyada adı bilinen ender Türk lezzetlerinden biridir.
Her ülkede, her şehirde, her mahallede karşılaştığınız o tabelayı bilirsiniz:
“Adana Kebap”
Adana kebabı bugün “üçüncü sırada” gösteren şey, bir lezzetin değeri değil; yıllardır süregelen lobi eksikliğinin, yatırım yetersizliğinin ve kentin sistematik bir şekilde geri plana itilmesinin sonucudur.
Kebapçılar boşuna söylemiyor:
“Bu işler lobi işidir.”
Haklılar…
Bizim lobimiz zayıf.
Ama mesele sadece kebap değil.
LOBİ GÜCÜ OLMAYAN ŞEHİR: ADANA
Adana kebabı dünyanın her yerinde var.
Almanya’da da var, Amerika’da da var, Avustralya’da da…
Ama Türkiye’de bir listede üçüncü sıraya düşüyor.
Bu, gastronomik bir tartışma değil;
Adana’nın yıllardır siyaset ve bürokrasi masalarında boş sandalye bulmasının sonucudur.
Bu şehir kendi lobisini hiç kuramadı.
Kurmasına izin de verilmedi.
ÇÖKÜŞÜN SESSİZ HİKÂYESİ: ÜRETİMDEN KOPARILAN ŞEHİR
Bir zamanlar tekstilin başkentiydi Adana.
Fabrikalar birer birer kapandı.
Teşvikler diğer şehirlere kaydırıldı.
Sanayicinin yükü taşınamayacak kadar ağırlaştırıldı.
Ne kaldı?
Dev dev binalar…
Boşalan işçi servisleri…
Yarım kalmış hayaller…
TARIMA ZARAR VEREN POLİTİKA: HASAT ZAMANI İTHALAT
Kim akıl verdi bu uygulamalara?
- Mısır hasadı zamanı mısır ithal etmek,
- Buğday hasadı zamanı buğday ithal etmek,
- Üreticinin sesini duymamak…
Bu, tarımı desteklemek değil; tarımı boğmaktır.
Adana’nın bereketli toprakları zenginlik üretirken, yanlış politikalar yoksulluk üretiyor.
ŞEHİR NEFESSİZ BIRAKILDI: HAVALİMANI 50 KM ÖTEYE
Şakirpaşa Havalimanı taşındı.
Hem de 50 km uzağa.
Bu şehirden ne istediniz?
Ticaretin damarını neden kestiniz?
Turizmin kapısını neden kapattınız?
Dünyada örneği olan bir karar değil bu.
Ama Adana’nın başına geldi.
KURUMLARI ELİNDEN ALINAN ŞEHİR
Karayolları Bölge Müdürlüğü Mersin’e taşındı.
Bölgesel yönetim merkezleri bir bir Adana’dan alındı.
Yetmedi…
TRT Adana Radyosu bile Mersin’e taşındı.
Bir şehri bu kadar sistematik bir şekilde kurumlarından arındırmak,
ekonomik değil;
lojistik değil;
tesadüf değil…
Bu, siyasi bir tercihtir.
TURİZMİN KAPISI AÇILMIYOR
Karataş’ın, Yumurtalık’ın, sahillerin, mavi bayrak potansiyelinin neden yıllardır önü açılmadı?
Neden yatırımcıya izin verilmedi?
Neden planlamalar ertelendi?
Adana’nın Akdeniz kıyıları, Türkiye’nin en geri plana itilmiş sahilleri hâline getirildi.
KONTROLSÜZ GÖÇ, PLANSIZ KENTLEŞME VE KADERİNE TERK EDİLEN BİR ŞEHİR
Adana yıllardır göç alıyor.
Ama buna rağmen sosyal yatırım yok.
Bu şehir kendi kaderine bırakıldı.
“Kritik değil” diye bakıldı.
“Nasıl olsa çöker ama kimse fark etmez” denildi.
ADANALILAR ARTIK SADECE KEBABIN LİSTEDE DÜŞMESİNE DEĞİL
Bugün kebapçılar “bazı lobiler bizi dışlıyor” diyorsa,
bunu sadece gastronomik bir serzeniş olarak okumak hata olur.
Bu şehir yıllardır aynı şeyi söylüyor:
“Bizi görmezden geliyorsunuz.”
VE ŞİMDİ SON SORU: ADANA’YA BU KADAR KÖTÜLÜK NEDEN?
Bu şehrin elinden neler alındı?
- Sanayi gücü gitti.
- Tarım destekleri gitti.
- Kurumları gitti.
- Havalimanı gitti.
- TRT Radyosu gitti.
- Karayolları gitti.
- Yatırımlar başka illere gitti.
Peki Adana’da ne kaldı?
Sadece tutku, mücadele ve isyan.
ÜSTELİK BİR ŞEHİR DEĞİL, TARİH DIŞLANIYOR
Şimdi soruyorum:
Tarihi Büyük Saat’i nereye taşımayı düşünüyorsunuz?
Taşköprü’yü hangi ile yakıştırdınız?
Yılankale’yi, Misis’i, Tepebağ’ı kime devretmeyi planlıyorsunuz?
Çünkü gidişat onu gösteriyor.
Adana’nın değerlerini bir bir elinden aldınız.
Sıra kültürüne ve tarihine mi geldi?
VEKİLLER DE ETKİSİZ, ŞEHİR DE SAHİPSİZ
Bugün Adana’nın 15 milletvekili var.
Var ama yok.
Sesleri yok, itirazları yok, ağırlıkları yok.
O yüzden soralım:
- Bu 15 vekilin şehre nasıl bir katkısı var?
• Varlıklarıyla yoklukları arasında gerçekten bir fark var mı?
Yoksa…
Bu sayı düşsün mü?
Hatta tamamen kaldırılsın da şehir siyasi özgürlüğüne kavuşsun mu?
ADANA DIŞLANACAK ŞEHİR DEĞİL, TÜRKİYE’NİN OMURGASIDIR
Baklava Gaziantep’e mi aittir?
Kayısı tamamen Malatya’nın mıdır?
Elbette hayır.
Ama mesele zaten bu değil.
Mesele şu:
Adana’nın hakkı Adana’ya teslim edilmiyor.
Ve artık Adanalılar soruyor:
- Bir şehre bu kadar kötülük neden?
- Bu görmezden gelme politikasının hedefi ne?
- Adana’nın emeği, alın teri, üretimi neden kıymetsizleştiriliyor?
Bu şehir içini yakarak şunu söylüyor:
“Adana’yı dışlayarak Türkiye’yi büyütemezsiniz.”
Ekonet Haber Taraftar Değil, Haberciyiz