Kamu Kaynakları Rant Çetelerinin Avında!

Aziz DAĞTEKİN Yazdı

Türkiye’nin kamu kaynakları, ihale süreçlerindeki sistematik yolsuzluk ve rant çarkları tarafından hızla talan ediliyor. İhaleye fesat karıştırma suçu, sadece maddi kayıplara yol açmıyor; devletin kurumlarına olan güveni sarsıyor, kamu vicdanını derinden yaralıyor ve devletin temel işleyişine büyük darbe vuruyor.

Kamuda yapılan alım-satım, kiralama ve yapım işlerinde şeffaflık ve adalet yok. İhale süreçleri, hukuka aykırı yöntemlerle manipüle edilerek çarpıtılıyor. Düşük fiyatlarla kapatılan işler, kalite ve standartlardan taviz verilerek kamuya ağır zararlar veriyor. 100 birimlik iş için yapılan ihale, gerçekte 200 birimlik bir kamu zararı demek. Çünkü şartnameye aykırı malzeme kullanımı, hileli işçilik ve kontrolsüz uygulamalar kamunun cebinden fazladan para çıkmasına neden oluyor.

İhale çeteleri devreye girdiğinde işler tamamen organize bir gasp halini alıyor. Firmalar arasında yapılan anlaşmalar, cebir, tehdit ve rüşvetle kamudaki denetim ele geçiriliyor. Teminatların yakılması, şartnameye uymayan malzeme kullanımı ve rant paylaşımı denetim noktalarında yaşanan yozlaşmanın kanıtı. Bu tablo sadece birkaç kurumun değil, devletin tüm yapısının güvenilirliğini sorgulatıyor.

Bu yolsuzlukların temel sebebi ise devletin ihale yasasında reform yapmaması ve denetim mekanizmalarının etkisizliğidir. İhale süreçleri bağımsız, liyakatli mülkiye müfettişlerine devredilmeli, müfettişlerin uzun süre aynı projede kalması engellenmelidir. Ancak böyle gerçek şeffaflık ve adalet sağlanabilir.

Özellikle TOKİ ve belediyelerdeki ihalelerde yaşanan savurganlık ve kontrolsüzlük, bu yapının ne kadar denetimsiz olduğunu ortaya koyuyor. TOKİ projelerinde malzeme kalitesi, işçilik standartları düşürülüyor; belediyelerde ise ihale süreçleri bilinçli ya da bilinçsiz biçimde yozlaşma zincirine dahil oluyor. Bu, kamu hizmetlerinin kalitesizleşmesi ve halkın mağduriyetinin artması demek.

Acilen köklü ve radikal reformlar yapılmalıdır:

·         TOKİ ve belediyelerde ihaleye giren tüm firmalar sürekli, bağımsız ve şeffaf denetimlere tabi tutulmalıdır. Denetimler liyakat esasına göre kurulmuş, bağımsız dış denetim kurumları tarafından yürütülmelidir.

·         Kurum içi denetim mekanizmaları mutlaka liyakatli ve tarafsız mülkiye müfettişlerine devredilmeli, aynı müfettişlerin uzun süre aynı projede görev yapması kesinlikle engellenmelidir. Böylece çıkar ilişkileri ve usulsüzlüklerin önü kesilmelidir.

·         Elektronik ihale sistemi zorunlu hale getirilmeli, tüm ihaleler kamuya açık, izlenebilir ve şeffaf bir platformda yürütülmelidir. Böylece manipülasyon ve karanlık anlaşmalar önlenmelidir.

·         İhale şartnamelerine uymayan firmalara karşı caydırıcı ve keskin yaptırımlar uygulanmalıdır. Yaptırım kapsamı genişletilmeli; para cezaları, ihalelerden men edilme ve hukuki yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır.

·         Teminat meblağları, gerçek riskleri ve kamu zararını karşılayacak şekilde ciddi oranda artırılmalıdır. Bu sayede sorumsuz ve usulsüz davranışların önüne geçilmelidir.

·         Doğrudan temin, emanet usulü ve davet usulü ihaleler tamamen yasaklanmalıdır. Bu yöntemler yolsuzluk ve rantın en büyük kaynaklarıdır; kamu kaynaklarının korunması için bu usullere kesinlikle izin verilmemelidir.

·         İhalelerde fiyat kırımı ve alt yüklenici kullanımı sıkı denetimlere tabi tutulmalı, böylece kalitesiz işçilik ve malzeme kullanımı engellenmelidir.

·         İhaleye çıkan ilgili kamu kuruluşu, hak edişleri hak eden, namuslu iş yapan taşeron firmaları mağdur etmemeli; ödemeleri zamanında ve eksiksiz yapmalıdır. Bu kuralı ihlal eden ilgili kamu kuruluşu derhal yasal işleme tabi tutulmalıdır.

·         İhale süreçlerine müdahale eden ya da denetimi engellemeye çalışan kişi ve kurumlara karşı ağır idari ve adli yaptırımlar uygulanmalıdır. Bu tür davranışlar devletin bekasına kastetmek anlamına gelir.

Türkiye, terörle mücadelede önemli mesafeler kat etti ama şimdi yolsuzluk terörüyle boğuşuyor. Yolsuzluklar iç güvenliği tehdit ediyor, uluslararası arenada Türkiye’nin itibarını zedeliyor. Dürüst iş yapan Türk iş insanları bu kötü algının kurbanı oluyor, ülkemizin ekonomik ve diplomatik gücü zayıflıyor. Seyhan ve Ceyhan belediye başkanlarının gözaltına alınması, bu sorunun ne denli derin ve yaygın olduğunu gözler önüne seriyor.

İhale yasası radikal biçimde değiştirilmezse, ihale yoluyla devlet kaynaklarının çalınması Türkiye’nin en büyük beka sorunlarından biri haline gelecektir. Bu karanlık tabloyu değiştirmek için artık vakit yok. Kamu kaynakları korunmalı, yolsuzlukla mücadele devlet iradesiyle, hukuki ve idari yapılarla pekiştirilmeli.

Türkiye, artık bu yozlaşmanın, bu karanlık düzenin önüne geçmek zorundadır. İhale süreçlerinde adalet, hakkaniyet ve dürüstlük teminat altına alınmalı; kamu vicdanı rahatlatılmalıdır. Aksi takdirde sadece ekonomik değil, sosyal ve siyasi krizler kapıda beklemektedir.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Kebapçıya Güven Sarsıldı!

Yüreğir ilçesinde bir evin altında 2 ton 500 kilogram at eti ele geçirildi. 4 at …

Bir yanıt yazın

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.