Ekonet Haber Taraftar Değil, Haberciyiz
İsrail’in Gazze’ye yardım götüren Madleen Gemisine Uluslararası Sularda baskını düzenleyerek içlerinde Türk Aktivist Şuayb Ordu’nun da bulunduğu 12 kişiye 200 askerle baskın düzenlenmesi sonucu 12 kişi göz altına alınmıştı. Yapılan görüşmeler sonucu Türk Aktivist Şuayb Ordu serbest bırakılacağı bildirildi. Geride katil ve soykırımcı İsrail’in zulüm ve hukuksuzluğu kaldı..
Dünyanın gözü önünde, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak her türlü barbarlığı “güvenlik” bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışan İsrail, bir skandala daha imza attı. İtalya’dan 1 Haziran’da Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan ve içinde 12 insan hakları savunucusunun bulunduğu Madleen isimli sivil yardım yelkenlisine, açık denizlerde, yani uluslararası sularda müdahale edildi. Hukuka tamamen aykırı bu korsanlık eylemiyle gemi Aşdod Limanı’na zorla çekildi; aktivistler zorla gözaltına alındı. Dünya ise yine seyretmekle yetindi.
Gemide yer alanlar arasında Türk vatandaşı Şuayb Ordu da bulunuyordu. Edinilen bilgilere göre, Ordu’nun yarın serbest bırakılarak Berlin’e dönmesi bekleniyor. Ancak bu haber, sevindirici olduğu kadar yürek burkucu. Çünkü yalnızca bir kişi değil, 12 cesur vicdan taşıyıcısı aktivist kaçırıldı. Gemideki eylemciler arasında, Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad gibi dikkat çeken isimler de vardı.
Türk aktivist Şuayb Ordu’nun eşi, tv100’e yaptığı açıklamada yaşananların iç yüzünü gözler önüne serdi. Dışişleri yetkilileriyle irtibat halinde olduklarını ve eşinin durumunun iyi olduğunun iletildiğini belirten Ordu, İsrail askerlerinin aktivistlere saatlerce su ve yemek vermediğini, tüm görüntü ve fotoğrafların silah zoruyla verildiğini ifade etti. Ordu’nun ifadelerine göre gemidekilere 200 askerle müdahale edilmiş, kadın ve erkekler ayrı hücrelere konmuş, bazıları ise ağır fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalmıştı.
Bu yaşananlar ne yazık ki İsrail’in ilk vahşeti değil, sonu da olmayacak gibi görünüyor. Hukuk tanımayan bu devlet, sivil insanları kaçırmakta, insan haklarını çiğnemekte, çocukları ve sivilleri katletmekte ve bunu “meşru müdafaa” diye sunmakta hiçbir sınır tanımıyor. Bu tavır yalnızca bir işgal değil, bir zihniyetin, bir sistematik soykırımın dışavurumu. İsrail, öldürmeyi, yok etmeyi ve bastırmayı siyaset değil adeta bir refleks hâline getirmiş durumda.
Bu müdahale, sadece bir yardım gemisine değil, insanlığa karşı yapılmış yeni bir saldırı olarak kayıtlara geçti. Ama unutmamak gerekir: Zulmün karşısında susanlar, yarın sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir.
Madleen gemisinin yolculuğu yarıda kesildi, ama vicdan sahibi milyonlar için bu mücadele yeni başlıyor. Gazze’deki abluka yıkılana, özgürlük gerçekten herkes için olana kadar, bu geminin rotası yeryüzündeki her kalpte yaşamaya devam edecek. Çünkü gerçek barış, hakikati konuşmaktan ve zalimi ifşa etmekten geçer.
