Esad Rejiminin Gizli Dosyaları Ortaya Çıktı: Suriye’de İhbar ve Gözetim Ağı

Suriye’de devrik lider Beşşar Esad dönemine ait istihbarat dosyalarının ortaya çıkması, rejimin yıllar boyunca toplum üzerinde kurduğu yaygın ve sert gözetim mekanizmasını gözler önüne serdi. Şam Cezaevi’nden çıkarılan belgeler, sıradan vatandaşların dahi kapsamlı bir takip ve ihbar ağı içinde yaşamak zorunda bırakıldığını ortaya koydu.

ABD merkezli The Wall Street Journal’ın (WSJ) incelediği dosyalara göre, Esad yönetimi süresince istihbarat servisleri toplumun her kesimini izledi. Komşular, akrabalar ve hatta eşler bile ihbar sisteminin bir parçası haline getirildi. Bu durum, çok sayıda kişinin tutuklanmasına, cezaevlerine gönderilmesine ve geri dönmemesine yol açtı.

Belgelerin bir kısmının istihbarat binalarında gizli bölmelerde saklandığı, diğerlerinin ise rejimin çöküşü sırasında kaçan görevlilerin masalarında dağınık halde bırakıldığı aktarıldı.

Dosyalarda yer alan örneklerden biri, Şam’ın yoksul bir mahallesinde yaşayan 60 yaşındaki imam Abdu Haruf’a ait. Haruf’un, iki aile arasındaki bir anlaşmazlığı çözmesi için çağrıldığı, ancak gittiği yerde zorla alıkonularak cezaevine gönderildiği belirtildi. Ailesi, Haruf’un aylar sonra bir hapishanede hayatını kaybettiğini öğrendi; cenazesi ise kendilerine teslim edilmedi.

İstihbarat kayıtları, Haruf’un bir akrabası tarafından rejim karşıtı olmakla suçlanarak ihbar edildiğini ortaya koydu. Ailesi onun siyasetten uzak durduğunu ifade etse de tek bir ihbar, tutuklanması için yeterli oldu.

WSJ’nin aktardığına göre bu olay, Esad dönemindeki gözetim sistemini yansıtan yüzlerce vakadan yalnızca biri. Belgeler, istihbarat birimlerinin korku yoluyla insanları birbirine karşı nasıl konumlandırdığını ve toplumda derin bir güvensizlik yarattığını gösteriyor.

Suriye İnsan Hakları Ağı’nın verilerine göre, 2011 yılından bu yana Esad rejimi altında 160 binden fazla kişi zorla kaybedildi.

Dosyalarda, rejime bağlı dört ana istihbarat teşkilatının faaliyetlerine de yer verildi. Barışçıl muhaliflerden silahlı gruplara, yabancı diplomatlar ile Birleşmiş Milletler personeline kadar çok geniş bir kesimin izlendiği kaydedildi. ABD doları bulundurmak, kayıt dışı SIM kart kullanmak veya özel sohbetlerde hükümeti eleştirmek dahi suç unsuru sayıldı.

Belgelerde ayrıca, eşlerin birbirini ihbar ettiği vakalar da yer aldı. Oyuncu Firas el-Fakir’in, özel konuşmalarının eşi tarafından gizli servise iletildiği, bunun ardından uzun süre sorgulandığı ve tutuklanma korkusuyla yaşamaya zorlandığı aktarıldı.

Haberde, özellikle 215. Askeri İstihbarat Şubesi’ne dikkat çekildi. Eski tutukluların ifadelerine göre bu birim, muhalifleri sindirmeye yönelik ağır uygulamalarıyla biliniyordu. Rejimin devrilmesinin ardından cezaevlerini ziyaret eden WSJ muhabirleri, küçük hücreler ve cezaevi yapılarının bıraktığı izlerle karşılaştı.

Eski askeri adli tıp görevlisi Ali Hamdan’ın anlatımına göre, 2012–2015 yılları arasında bu birimden her gün çok sayıda tutuklunun cansız bedeni resmi kayıtlara geçti. Bulgular, sistematik ihlallerin boyutunu ortaya koydu.

Ortaya çıkan bu belgeler, Esad döneminin yalnızca askeri değil, toplumsal düzeyde de derin izler bırakan bir baskı düzeni kurduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

İçişleri Bakanı Yerlikaya Duyurdu: Yalova’da 3 Polis Şehit

Yalova’nın merkezine bağlı Elmalık köyünde terör örgütü DEAŞ’a yönelik düzenlenen operasyonda, güvenlik güçleri silahlı saldırıya …

Bir yanıt yazın