Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Hacıbektaş’ta Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından arsası hibe edilen, halkın desteğiyle yükseltilen ve “Hacıbektaş Horasan Erenleri Cemevi Külliyesi” adı verilen bu tarihi eser, milletimizin bin yıllık kardeşliğinin mühürlerinden biridir. Bu külliye bir açılım değil; geçmişin değerlerini geleceğe taşıyan bir milli zenginlik, bir birlik ve beraberlik anıtıdır. Ancak ne yazık ki bazı Alevi dernekleri tarafından bu anlamlı esere yönelik yapılan açıklamalar, toplumsal barışı değil, ayrışmayı körükleme çabasına dönüşmüştür. Açılışa saatler kala yapılan bu red açıklamaları, ne toplumu temsil eder ne de vicdanları.
Bu külliye bir asimilasyon projesi değil, tam aksine Alevi-Bektaşi geleneğinin bu topraklara kattığı değerleri yaşatma ve görünür kılma projesidir. Kimse Alevi inancına el uzatmıyor; tam aksine bu inanca duyulan saygı somut bir yapıya bürünüyor. Bugün bu kutsal çabayı “dizayn”, “asimilasyon”, “plan” diyerek itibarsızlaştırmak isteyenler, ya maksadını aşmakta ya da emperyal akılların oyununa alet olmaktadırlar.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu esere katkısı, “Terörsüz Türkiye” idealinin bir uzantısıdır. Bu yapının temelinde kardeşlik, birlik, kucaklaşma vardır. Bunu yok saymak, Alevi toplumu adına konuşmak ve herkesi aynı düşüncede görmek, en hafif tabirle bölücülüğün bir başka versiyonudur.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Her birey anayasa önünde eşittir. Her inanç değerlidir. Ancak her dernek kendi üyeleri kadar söz sahibidir. Ve unutulmamalıdır ki, her üye dernek başkanının her sözüne katılmak zorunda değildir. Alevi toplumunun tamamı bu reddin altına imza atmış gibi göstermek, hem halkın iradesine hem de Alevi toplumunun çeşitliliğine hakarettir.
Bu toprakların ruhunu anlamak için Osmanlı’nın Yeniçeri Ocağı’na bakmak yeterlidir. Horasan Erenleri, Hacı Bektaş-ı Veli, Ahmet Yesevi yolunun yolcuları bu milletin omurgasını oluşturmuştur. Yeniçeri ocağı, bu erenlerin manevi nefesiyle kurulmuştur. Yani Alevilik bu milletin özüdür, asli unsurudur. Bugün bazı çevrelerin Aleviliği ayrıştırmak için kullandığı dil, Alevi toplumunu tanımamak değil; onları araçsallaştırmaktır.
Madımak, Çorum, Maraş olayları MHP’nin değil, karanlık dış odakların, yani Gladyo’nun işidir. O dönemlerde ülkücülerle solcuları, Alevilerle Sünnileri birbirine kırdırmak isteyen o karanlık akıl, bugün aynı oyunu farklı maskelerle sahneye koymak istiyor. Bu akıl, Papa’ya suikast yaptıracak kadar organize; Türk milletini içeriden bölmek isteyecek kadar sinsidir.
Kardeşi kardeşe düşman etmek isteyen bu akla karşı tek silahımız: Milli birliktir. Alevi toplumu özbeöz Türk’tür. Bu milletin taşı, toprağı, canı, yüreğidir. Onları dışlamak değil; kucaklamak, bu milletin şanlı geleneğidir.
Bugün yapılmak istenen şey bir “açılım” değil, bir sahiplenme, bir gönül köprüsüdür. Bu külliye, Türkiye’de Alevi-Sünni kardeşliğinin bir nişanesidir. Kardeşliğe sahip çıkmak, hem insani hem milli bir görevdir. Bu yüzden bu reddin arkasındaki oyunları görmek, bu provokasyonun karşısında dimdik durmak gerekir.
Çağrımız, vicdanı olan her Türk vatandaşınadır:
Bugün bu esere sahip çıkmak, yalnızca bir binaya değil, bin yıllık birlik ve kardeşlik ruhuna sahip çıkmaktır. Alevi kardeşlerimiz bu milletin asli parçalarıdır. Onları emperyal projelere alet etmeye çalışanlara, Türk milletinin birliğiyle cevap verelim. Türk milleti bir bütündür ve hiçbir dış akıl bu bütünlüğü bozamaz.
Hacıbektaş Horasan Erenleri Külliyesi, Türk milletinin ortak hafızasına kazınacak tarihi bir eserdir. Hepimize hayırlı, uğurlu olsun.