Beyanname sayısı rekor kırdı: 5 milyon sınırı aşıldı

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye ekonomisinin son durumunu aktardığı açıklamalarında Hazine Maliye Bakanlığının gerçekten çalıştığını aktararak vergi denetimlerinde izlenen yöntemleri sıraladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bloomberg HT ve HaberTürk ortak yayınına canlı yayın konuğu olarak Türkiye ekonomisindeki son durumu ve gerçekleştirdiği uluslararası temasları değerlendirdi.

Mehmet Şimşek, yayında Bloomberg HT Genel Müdürü Alican Türkoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Şimşek, kendisine yöneltiler sorular ışığında ABD temaslarına, AB ile türkiye ilişkilerine, rezerv kaybına, ekonomi programına ait önemli açıklamalar yaptı.

Mehmet Şimşek, ABD’de New York ve Washington’da gerçekleştirdiği yurt dışı toplantılarla ilgili bilgi verdi ve ifadeleri kullandı:

ABD temaslarının çok verimli geçtiğini belirten toplantılar çok verimli geçti.

IMF-Dünya Bankası Bahar toplantıları için bulunduğumuz ABD’de bir haftada 60’tan fazla toplantı yaptık. 2 binden fazla yatırımcı, çok taraflı kalkınma bankaları, 3 kredi derecelendirme kuruluşları ile görüştük. Doğrudan yatırımcılar ve küresel yatırımcılarla konuştuk.  G20, IMFC ve IMF ülke grubu toplantıları ve ikili görüşmeler gerçekleştirdik. ABD’li teknoloji şirketleri, düşünce kuruluşları ve STK’larla bir araya geldik.

Türkiye’ye ilgi çok yoğun. Ekonomi programımız yakından takip ediliyor. Uzun vadeli yatırım fırsatları soruluyor. Kalkınma finansmanını en etkin kullanan ülkeler arasındayız.

Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası ile iş birliklerimizi güçlendirmek üzere bir araya geldik.

Bu kuruluşlardan 3 yıllık dönemde uzun vadeli ve düşük maliyetli yaklaşık 41 milyar dolar proje finansmanı sağlamayı öngörüyoruz.

Küreselde yaşananlarla ilgili Türkiye’ye getirilen konularla ilgili programın dayanıklılığının sorulduğunu dile getiren Mehmet Şimşek, bu konuda da şu bilgileri verdi:

Siyasi gelişmelere karşı programın dayanıklılığı soruldu. Bu konuda zerre kadar bir tereddüt yok. Küresel belirsizlikler var. Buna karşı Türkiye’nin dayanıklılığı soruldu. Toplantıda en fazla kullanılan sözcük ‘belirsizlik’ oldu. Asıl burada sorulan bu belirsizliğin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği oldu.

Dünya ticaretinin büyümesi küresel ticaretin iki katı. Artık ana motor değil. Küresel ticaretin büyümesi yüzde 2’nin altına indi. Bu küresel büyüme yüzde 3’ün altına düşecek demek.

Risk iştahı azaldı. Riskli varlıklardın kaynak çıkışı oluyor. Borsalar ve teknoloji en risklidir. Bizde fon çıkışını tetikliyor. Yurt dışı talep azaldı. Ama büyüme perspektifimiz güçlü olduğu için küresel belirsizliğe karşı bizi görece olarak daha kuvvetli yapıyor.

Türkiye komşuları ile ikili anlaşmalar açısından kuvvetli. Türkiye’nin ihracatının yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmasının olduğu ülkelere gidiyor. İç ve dış etkenlerden rezervlerdeki kayıp var ama şu anda ortalık toz duman. Yakın coğrafyalardan tedarik konusunda Türkiye çok avantajlı. Onlara dediğimiz şey şu oldu. Geçici olarak rezerv kaybı anlamında yansımalar bizde de büyük. Ancak ortalık yatıştığı zaman dönüp bakacaklar, hangi ülkeler avantajlı, hangi ülkeler dezavantajlı. Bütün bu küresel şok yeni ABD hükümetinin korumacılık konusunda yeni bir seviyeye çıkışıyla başladı.

Beklentilerde sınırlı bir kötüleşme var, doğru. Lirada sınırlı bir değer kaybı var, bunlar enflasyonu yukarı çeken faktörler. Petrol fiyatlarındaki düşüş çok net şekilde dezenflasyonist. Tabii ki program tepki verdi, finansal koşullar içeride sıkılaştı. Yani ekonomide özellikle iç talep daha da yumuşayacak. Programda herhangi bir değişikliğe ihtiyaç yok. Biz yüzde 70 olasılıkla enflasyonun yüzde 19 ile 29 arasında olacağını öngörmüştük. Orta nokta olarak yüzde 24’ü belirlemiştik. Merkez Bankamız, bugün itibarıyla hala yüzde 24’e rahat ulaşabileceğine inanıyor. Enflasyonla ilgili kafamızda bir tereddüt yok.

Büyümede bir yavaşlama söz konusu olabilir. Beklentilerde bir bozulma söz konusu. İkincisi, içeride finansal koşullar daha sıkı, üçüncüsü dünyada muhtemelen daha yavaş. Biz de arz yönlü bazı tedbirler alıyoruz. Bütçede kaynakları daha üretken, verimli ve rekabet gücünü artırıcı alanlara kaydıracağız. Geçen sene başlattığımız tasarruf ve verimlilik paketi süreci devam edecek. Ayrıca, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’nı büyütme üzerinde çalışıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yeni teşvik sisteminde çalışmaların sonuna geldi, o da arz yönlü olarak devreye girecek. Özetle yatırım ayağını çok güçlü destekleyeceğiz.”

Cari açık programda öngördüğümüzden daha düşük olacak. Petrol fiyatlarındaki düşüş cari açığı 7-8 milyar dolar düşürecek.

Talep zayıf olduğu için kur geçişkenliği de sınırlı kalacak. Arz yönlü tedbirler alıyoruz. Kaynakları daha verimli alanlara, rekabet gücünü artıran alanlara kaydıracağız.

Yatırım ayağını çok güçlü şekilde destekleyeceğiz. Tepkiyi hızlı vermek yerine doğru vermeyi tercih ederiz. İmalat sanayinden en fazla destekleri net ücretleri destekleyerek verdik. İhracata da destek sağlıyoruz.

TBMM’de enerjiyi dönüştürecek önemli bir reform süreci var. İzin sürecini ve yatırımları hızlandıracak bir reform bu.

Geçen sene elektrik üretiminin 48’i yenilenebilirden elde edildi. Biz bunu daha çok artırmak istiyoruz. İzin talep sürecini kısaltarak ve istihdamı destekleyerek destek vereceğiz.

“BİZ DEVLETİZ”

Biz yatırım bankası değiliz. Rakamlara çok girmek istemiyoruz. Biz devletiz. Her ay hesap yapmak mantıklı değil.

BÜTÇE

Cari açık aşağıya düşecek. Dış ticaret açığı 4 milyar dolar iyileştirecek. Milli gelirin yüzde 7’si kadar cari açığımızda programımıza göre iyileşme olacak.

“HARCAMADA FRENE BASTIK”

Harcamada frene basmış durumdayız. İlave tedbirden çok harcama disiplini önemli. Çünkü harcama disiplini dezenflasyonist. Harcama disiplini konusunda tereddüdümüz yok. İçeride sıkışan finansal koşullar takip ediliyor.

“TÜRKİYE BÜYÜK BİR EKONOMİ”

Türkiye büyük bir ekonomi. Türkiye yetişmiş insan stoku konusunda önemli bir ülke.

“KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE İÇİN SAHADA OLACAĞIZ”

Gelir vergisi beyanname sayısı ilk defa 5 milyonu aştı. Dolayısıyla sahada olacağız. Bütün ana yollarda, OSB’lerin ve hallerin giriş ve çıkışlarında olacağız.

HASILAT TESPİTİ

Hasılat tespitlerini 2025’te zirveye çıkartacağız. Hasılat yapmadığımız şirket bırakmayacağız. Şu anda harıl harıl yapay zeka algoritmaları geliştiriyoruz. Risk analizleri yapıyoruz. Gelir İdaresini güçlendireceğiz. Sahada olacağız. Yeniden yapılandırma reformu yapacağız. Çok güçlü bir şekilde çalışmalara devam edeceğiz.

“VERİLEN BEYANNAME SAYISINI ARTIRACAĞIZ”

2024’te beyanname sayısı her yıl artıyor. Beyanname sayısını iki kattan fazla artırdık. 473 bin mükellef bu yıl ilk defa beyanname verdi. Hazine Maliye Bakanlığı çalışıyor, gerçekten çalışıyor. Mesela matrah yüzde 115 artmış. Enflasyonun yüzde 38 olduğu bir yerde hesaplanan vergi yüzde 111. Ticari, sanayi, serbest meslek olarak 2 milyon 700 bin beyanname söz konusu. Beyanname sayısının 5 milyonun üzerine çıkmasını söz konusu.

YENİ ULUSLARARASI TOPLANTILAR

Mayıs ayı oldukça yoğun geçecek. Mayıs ayında Londra’da tekrar yatırımcılarla bir araya geleceğiz. Yine Brüksel’de ve Katar, Doha’da temaslar kuracağız.

ABD yüzde 10 gümrük vergisi ile bizi en avantajlı ülkeler seviyesine çekti. Demir çelik tarifesinde de bütün dünya tarifesini yükseltince, Türkiye yeniden avantajlı konuma geldi.

Türkiye’ye uygulanan tarife yüzde 10 dolayısıyla büyük bir avantaj orada da var. ABD’nin gümrük vergileri süreci takip ediliyor. ABD bizi yüzde 10’la en avantajlı ülkeler statüsüne çekti. ABD tarifeleri Türkiye’yi yüzde 10 olunca ve diğer ülkelere daha çok vergi verince Türkiye avantajlı konuma düştü. Türkiye’ye en düşük tarifeyi uyguladılar. ABD ile ne olursa olsun çok iyi konuma geldik.

Asya bizim 2-3 katımız. Türkiye’ye tedarik anlamında fiyattan bağımsız ilave talep gelecektir. Asya’daki üreticiler bu yeni dönemden yararlanmak için Türkiye’ye yatırımı kaydırma ihtimali yüksek. Yeni görüşmeler de var.

Küresel entegrasyonun zayıfladığı dönemde Türkiye’nin bölgesel entegrasyonundaki avantajı ortaya çıkıyor.

“AVRUPA’NIN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”

Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. AB ekonomiyi daha iyi nasıl inşa edebileceği arayışında. AB, Türkiye ile ticareti nasıl geliştireceğini değerlendiren konumda. Fırsatları değerlendireceğiz.

AB ile biz ekonomik entegrasyonda sorun görmüyoruz. Ancak üyelik sürecimiz siyasi sebeplerle uzun bir süredir sekteye uğramış durumda. Burada sorun AB büyük oranda. 2007’den itibaren bloke ettiler. Türkiye’de her şey yolunda giderken bloke edildi. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hem AB’nin hem Türkiye’nin lehine.

Komisyona kalsa çoktan güncellenmişti. Burada sorun yine siyasi müdahaleler. AB’nin savunmada ve güvenlikte Türkiye’ye ihtiyacı var. Birçok konuda bize ihtiyaçları var.

YATIRIMLAR

Özellikle yüksek teknoloji yatırımlarını çok daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın geçen sene açıkladığı hit 30 programı var. O programı güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Yeni teşvik sistemi de arz yönlü sürecek.

Bir enerjiyi nükleer enerji ve HLP konusunda güçlü duruma gelmek istiyoruz. Savunma sanayide en büyük ihracatçı iken dünya arasında şu an yüzde 117ince ve bu yıl büyük ihtimalle yüzde 10’un arasına girecek. Dolayısıyla savunma sanayii burada büyük bir başlık. Siyasi gelişmeler ne olunsa olsun bu yatırımlar gelecek.

YAPAY ZEKA

Yapay zeka konusu önemli. Türkiye, yapay zeka ile ilgili kendisi gibi olan ülkelerin arasında çok iyi konumda. Ancak biz gelişmiş ülkelere kıyasla aynı seviyede olmak istiyoruz. Türkiye dijital alt yapısı oluşturmakla meşgul.

Şimşek, “Rezervlerdeki sert düşüşte bir toparlanma olacak mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

Hem içerideki hem de dışarıdaki bu gelişmeler rezervlere yansıdı. Büyük oranda yabancı çıkışı yaşandı. Rezerv kaybının yüzde 58-60’ı offshore kaynaklı. Rezervlerdeki sert düşüşte bir toparlanma olacaktır.

Brüt rezervlerimiz 2023’ün ortalarında 98 milyar dolardı. Türkiye çok yol kat etti. 140 milyar doların üzerinde brüt rezerv var. Tabii ki bir rezerv kaybı söz konusu. Ancak net rezervde de artıdayız. Çünkü bu rezervleri içerdeki portföy tercihleri ve yurtdışı portföy yatırım kaynaklı biriktirdik.

Rezerv kaybının yüzde 58’i dış kaynaklı. 19 Mart sonrası da çıkış var. Sonrasında da çıkış var. Ancak bu son bir haftadır büyük oranda durdu. Hane halkımız ilk defa programa güvenin bir göstergesi olarak bu çıkışa ilgi göstermedi.

Bu rezerv bankacılık sisteminde duruyor. Vatandaşımızın talebi yüzde 7-8 civarı. Çok sınırlı oldu. Banknot talebi çok yüksekti. Şu anda tam tersi var, banknot arzı yüksek. Şu anda bir sorun yok çünkü dezenflasyon sürecinde bir sorun görmüyoruz.

Önümüzdeki 3 yılda 40 milyar doların üzerinde piyasa faizine göre çok daha düşük imkanlar alacağız. Türkiye’nin şu anda bir kaynak sorunu yok. Bizim bakış açımız şu. Kazanan herkes kazandığı ölçüde vergi vermeli. Önceliğimiz bir taraftan bütçe dengelerini iyileştirmek bir taraftan da dezenflasyonu sağlamak

MB reeskont kredileriyle ihracatçımızı çok güçlü şekilde destekliyor. Biz bu konuda ilave çalışmalar yapacağız.

Kur politikasını bir kez belirlersiniz merkez bankası yönetir. Rezerv de öyle. Biz programı önceledik. Rezervler iç ve dış güçlere karşı bir tampon görevi görür. Şimdi de bu görevi gördü.

Önemli olan cari açık azalacak mı? Azalacak. Uluslararası yatırımlar geliyor mu? Geliyor.

200 liralık banknottan daha büyük para basımı Merkez Bankası’nın konusu.
Bizim için yapısal dönüşüm önemli. Geçici iniş çıkışlar olacak. Hiç bir program aynı yürümez. Biz tedbir alırız. Ana hedefte önemli bir sapma görmüyoruz.

Kurumlar vergisi beyannamesi için gelen süre uzatma taleplerini değerlendiren Şimşek, şunları kaydetti:

Kurumlar vergisi beyannamesinin son tarihinin 30 Nisan olduğu bir yıl öncesinden belirli. Dijital bir çağdayız, bütün veriler elektronik ortamda. Artık muhasebe el yordamıyla yapılmıyor. Ona rağmen tabii ki uzatma talepleri her zaman oluyor. Gelir İdaresiyle bir istişarede bulunduk, arkadaşlar bir ihtiyaç olmadığını düşündüklerini söylediler. Ancak bu yönde epey talep var. Bu konuda dün parti grubumuzdan da bu yönde talepler iletildi. Ben genelde arkadaşların teknik görüşüne saygı duyarım, benim çalışma tarzım o. Ben şimdi toplantı sonrası Gelir İdaresi Başkanımızla tekrar görüşeceğim gerekirse 1-2 gün belki uzatırız.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Belediyecilikte Yeni Dönem: Peçete Diplomasisi!

Ekrem İmamoğlu’nun ekibinin İstanbul’daki Adnan Çebi’ye ait otelde yapılan kritik görüşmesine ait yeni görüntüleri ortaya …

Bir yanıt yazın

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.