Müslüman’ım diye geçinenlere Hristiyan gibi yaşayanlara eyvahlar olsun ki eyvahlar!.. Müslümanlıkla övünenler ama Müslüman gibi yaşamayanlar, Hristiyan bayramı sayılan Yılbaşı ve Noel’de hindi ve çam devirenler, yine onlar gibi yeni yıla sarhoş ve ayyaş bir şekilde girenlere evyahlar olsun eyvahlar!..
Türklerin İslam Dinini seçtikleri günden beri Türk’e kefen biçen Frenk kafiri sessiz ve sedasız bir şekilde dibimizi oymaktadır. İşte bu dip oyma modelinin biri de batının sahte ve köhne adet ve inançlarını aşılama şeklidir. Biz batının ve Hristiyanların adetlerini inançlarını onlardan daha çok yaşama yarışına girmiş bulunuyoruz. Bu sadece ülkemiz için değil Müslüman geçinen bütün İslam dünyası için geçerlidir.
Şimdi bize bu kötü aşıyı yapanlar ne kadar gururlansa haklarıdır. Çünkü göle çalınan maya tutmuştur. Yine şimdi bir aklı selim şekilde düşünelim! Bir Hristiyan komşunuz olsa, bir kurban bayramı günü yanı başınızda bayram namazı için saf tutsa, sonra da bir kurban kesim alanında bir kurbanlık alsa ve Allah rızası için kesse, kestiği kurbanın etini de fakirlere dağıttığını görseniz ne dersiniz?
Hristiyan komşum Müslüman olmuş demez misiniz?
Peki!..
Bir de tersini düşünelim. Yine bir Hristiyan komşunuz bir yılbaşı gecesi ve Noel gecesinde sizi papazların giydiği Noel Baba şapkası ve masanızda hindi ve içki ile veya devrilmiş Noel çamı ile aynen Hristiyanlar gibi yılbaşı ve Noel’i kutladığınızı görse Müslüman komşum Hristiyan olmuş demez mi?
Hristiyan komşu bir yana da dostlar en önemlisi de bizlere Müslümanlık gibi bir şerefi nasip etmiş Allah’ın sizi bu halde görmesinden utanmaz ve korkmaz mısınız? Biz Allahtan korktuğumuz için Müslüman gibi yaşamak için sıradan bir gün ve Hristiyan adeti olan yılan başını pardon yılbaşını kutlamadık.
Bu şuurla her meseleye baksak, bir yardımlaşma ve sosyal dayanışma dini olan İslam’a dört el ile sarılsak, nefsimize hoş gelen boş ve malayani şeylere sarılmazsak inan ki dünya bir araya gelse bize hiçbir tesiri olmaz. Ama biz ne yapıyoruz? Biniyoruz batının pis ve köhne alametlerine gidiyoruz kıyamete. Bakın üslü şairimiz Arif Nihat Asya ne güzel anlatmış yıllar öncesinde yakalandığımız “yılbaşı ve Noel” hastalığını:
Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu.
Ne olduysa hep bize azar, azar oldu
Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız
Ne ruhça ne vücutça ne de kandan hastayız
Avrupa’ya bir değil iki pencere açtık
Uzun yıllardan beri cereyandan hastayız
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz
Yaklaştıkça her sene öz yurdumda yılbaşı
Yapılır milletime Frenkçe sahte aş
OMT Buna ağlar ağacı hem toprağı, taşı
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz
Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır
Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır
Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır
Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz